PORTFOLIO
ARAMA
DÜKKÂN
  • Your Cart Is Empty!
Balmumcu Mah. Barbaros Bulvarı No 64 D 9 K 3 Beşiktaş +(90) 212 243 70 02
Turkuvaz Medya Grubu’nun Almanya bürosu temsilcileri deneyimli gazeteciler İsmail Erel ve Cemil Albay’ın 17 Mayıs 2023, sabah 06.00’da Alman polisi tarafından hukuksuz bir şekilde göz altına alınmaları, kullandıkları telefonların ve bilgisayarların gasp edilmeleri, evrensel bir değer olan ‘Basın ve İfade Özgürlüğü’ açısından kabul edilemez bir hadisedir.
Rutin mesleki faaliyetlerini yapmaktan başka bir faaliyeti olmayan gazetecilerin göz altına alınmaları sonrası aileleri ve çalıştıkları kurumla irtibat kurmaları ve durumlarıyla ilgili bilgi vermelerinin engellenmesi, yaşananların vahametini daha da artırmıştır.
Almanya gibi demokratik ve Basın ve İfade Özgürlüğü’ne saygılı olduğu varsayılan bir ülkedeki bu gelişmenin, gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılması ile neticelenmesi sevindiricidir. Ancak, göz altı sürecinde Alman makamlarının iki gazetecinin durumuyla alakalı ayrıntılı bilgi vermemesinin, aileleri ve meslektaşlarının endişelerine sebebiyet vermesi, not edilmiştir.
Almanya, Basın özgürlüğüne saygı duyarak, gazetecilere yönelik bu hasmane ve keyfi tutumundan ve FETÖ terör örgütü hakkında haber yaptıkları gerekçesiyle gazetecilere gözdağı vermekten bir an önce vazgeçmelidir.
Evrensel kuralları ihlal eden Alman makamlarını, Basın ve İfade Özgürlüğü ve temel insan hakları konusunda daha hassas davranmaya ve gazeteci arkadaşlarımızdan ve kurumlarından özür dilemeye davet ediyoruz.
Medya Derneği olarak, şiddetle kınadığımız bu gelişmeleri bütün uluslararası platformlarda gündeme getirecek ve sonuna kadar takipçisi olacağız.
0

Medya kuruluşlarının var olma sebeplerinden biri halkın haber alma hak ve ihtiyacını karşılamaktır. Bu çerçevede televizyonlar ve gazeteler en şaşırtıcı, sarsıcı hatta dehşete düşürücü konuları işleyebilirler. Önemli olan okurla ve izleyiciyle paylaşılan bilgilerin gerçek ve doğru olmasıdır.

 

Medya Derneği olarak son günlerde üyemiz olan ATV kanalında yayımlanan Esra Erol’la programında yaşananları bu çerçevede değerlendiriyoruz. Programa bizzat başvuran kişiler, soy bağı konusunda yaşadıkları şüphenin giderilmesini istemişlerdir. Yapılan tetkikler neticesinde soy bağının çarpıtıldığı gerçeğine ulaşılmıştır.

 

Temelde bunun bir gazetecilik faaliyeti olduğu konusunda şüphe yoktur. Programda ortaya çıkan şoke edici gerçekle yapımcıyı, kanalı, hatta bütün bir medya grubunu özdeşleştirmek vicdan ve izandan yoksun bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım Türkiye’de gazete çıkarmayı ve televizyon yayını yapmayı imkansız hale getirir.

 

Elbette bu programlarda ortaya çıkarılan gerçeklerin toplum üzerinde rahatsız edici bazı etkileri olabilir. Bu ve benzeri durumlarda yapılması gereken şey gerçeğin üzerini örtmek değil onunla yüzleşmektir. Resmî kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına ve tek tek bireylere düşen görev programı günah keçisi ilan edip sorumluluktan kurtulduğumuzu sanmak değildir. Biz görmezden geldiğimizde bu programlarda ele alınan ciddi sorunlar ortadan kalkmamaktadır. Aksine medya tarafından gündeme getirilmediğinde bir ilgisizlik perdesinin arkasında kalmakta, içten içe büyümekte ve yaygınlaşmaktadır. Bize düşen konuyu bütün boyutlarıyla tartışmak, çözümler aramak, yaraları sarmak ve benzer hadiselerin tekrar tekrar yaşanmaması için çözümler üretmektir.

 

Medya Derneği olarak dikkatimizi çeken bir diğer husus da şudur: Üyemiz olan Turkuvaz Medya Grubu uzunca bir süredir sistematik bir saldırı altındadır. Eleştiri en temel haklardan biridir fakat burada eleştiri olarak nitelendiremeyeceğimiz faaliyetler dikkat çekmektedir. Turkuvaz Medya Grubu yönetimi, şirketleri ve çalışanları hakkında yalan haberler yapılmakta, asılsız söylentiler çıkarılmakta, sahte görseller üretilmekte ve bütün bunlar organize bir yıpratma çalışmasının malzemesi haline getirilmektedir. Bu saldırıların temelinde Turkuvaz Medya’nın FETÖ ve PKK başta olmak üzere terörle ve terör örgütleriyle mücadele konusunda sergilediği milli ve yerli tavrın bulunduğunu düşünüyoruz.

 

Yine bu program vesilesiyle yapılan saldırılarda programın, hatta kanalın kapatılmasına yönelik bir kampanya başlatılmış, Turkuvaz Medya çalışanları ve aileleri hakkında burada zikredemeyeceğimiz hakaret ve tehditler savrulmuştur. Dernek olarak adli ve idari makamlardan beklentimiz bu saldırıların arkasında olanların bulunarak adil bir şekilde yargılanmalarının sağlanmasıdır.

 

Medya Derneği olarak bu haklı davasında üyemizin yanında olduğumuzu, medya kuruluşlarına yapılan itibar suikastlerine prim vermeyeceğimizi bildirir, bu tür saldırılara karşı hak arayış ve mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi ilan ederiz.

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

0

 Son günlerde bazı gazetelerin adeta birer tekzip gazetesi gibi çıktığını üzülerek görüyoruz. Bu durum Medya Derneği olarak bizi kaygılandırıyor.

 Yalan haberler medyaya duyulan güveni derinden sarsmaktadır. Kişilerin ve kurumların itibarına suikast düzenlemek maksadıyla yapılan manipülatif haberler medyanın zaten darbe almış itibarına daha çok zarar vermektedir.

 Yalan ve yanlış haberlerin ısrarla sürdürülmesinin, toplumun doğru habere ulaşmasını ve medyanın demokratik işlevini yerine getirmesini imkansız kılması da, konunun dikkat çeken yönlerindendir.

 Tekzip anayasal bir haktır. Kişilik hakları ihlal edilen birey ve kurumların bu haklarını kullanması bir sorumluluk, hatta zorunluluktur. Bazı gazetelerin son günlerde adeta tekzip bülteni gibi çıkmaya başlaması mesleğimiz açısından utanç verici bir durumdur. Yalan haberleriyle övünen ve bu haberler dolayısıyla yayımlamak zorunda kaldıkları tekzip ve düzeltme metinlerini basın özgürlüğüne saldırı olarak yaftalayarak demokrasi ve özgürlük tartışmalarının doğru bir temelde yürütülmesini engelleyen bu gazete ve gazeteciler mesleğimizin yüz karasıdır. Medya Derneği olarak kendilerini kınıyoruz.

 Söz konusu yalan ve yanlış haberleri sorumsuzca yayımlamamakta bir beis görmeyen medya kuruluşları toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkını önemsemiyor olabilir. Fakat Medya Derneği olarak bizler temiz medya, temiz bilgi, temiz haber anlayışının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

 Saygılarımızla.
0

Mısır polisi 14 Ocak 2020’de Anadolu Ajansı’nın Kahire bürosuna baskın yaparak dört ajans çalışanını hukuksuz bir şekilde göz altına almıştır. Baskın sırasında ajans çalışanlarının dışarıyla irtibat kurmaları ve durumlarıyla ilgili bilgi vermeleri engellenmiştir. Güvenlik güçleri ajans avukatına bilgi vermedikleri gibi avukatın aramaya nezaret etmesini de engellemiştir.

0